Baş ağrısı insanoğlunu uygarlığın erken dönemlerinden bu yana rahatsız etmiştir. MÖ 7000 yılından kalan neolitik insan kafataslarında, bir cihaz ile kafatasının delindiği ve trepanasyon denen bir işlemin bulguları mevcuttur. 19 yy Paul Broca kranyumdan bir kemik diliminin kaldırılmasının sadece 30-45 dakika aldığını göstermiş ve bir insanın trepanasyon işleminde sağ kalabildiğini kanıtlamıştır. Yaklaşık MÖ 1200 den kalma eski bir Mısır baş ağrısı reçetesi olan ve MÖ 2500 den kalma belgelere dayandığı söylenen Ebers Papirüsü baş ağrısı ile ilgili birçok bilgi içermektedir ve bu bilgiler günümüzde tanıdık olan migren, nevralji ve saplanıcı baş ağrılarını tanımlamaktadır.
Baş ağrısı her birimizin sık sık yaşadığı bazen çevresel, bazen psikojenik olabilen, kimi zaman rutin ancak kimi zaman ölüm tehlikesi ifade eden önemli bir sağlık problemidir. Nörolojik hastalıkların yanı sıra sistemik hastalıklara da eşlik edebilen bir semptomdur. Kabaca Primer ya da sekonder (nedene bağlı) olarak sınıflanabilir. Yani baş ağrısının kendisi tanımlanamayan başlı başına bir hastalık veya başka bir hastalığa bağlı bir semptom olarak karşımıza çıkabilir.
Baş ağrısı olan bir hasta veya yaşlıyla karşılaştığımızda sormamız gereken kimi sorular mevcuttur:
- Önce sekonder neden varlığı dışlanmalı
- Sık sekonder nedenler:
- Yüksek Tansiyon?
- Elektrolit imbalansı?
- Dehidratasyon?
- İlaç yan etkisi?
Baş ağrısı kimi durumlarda oldukça tehlikeli alarm belirtiler içerebilir. Bu belirtiler şu şekilde özetlenebilir:
- İlk kez yaşanan veya hayatının en şiddetli baş ağrısı olarak tanımlanıyorsa
- Akut başlangıçlı bir ağrı ise
- Sıklığı veya şiddeti giderek artan baş ağrısı tablosu ise
- Yeni ve ani olarak başlayan bir ağrı ise
- Egzersizle birlikte ortaya çıkan baş ağrısı ise (öksürük, efor, cinsel aktivite gibi birtakım zorlanmalar ile belirginleşiyorsa)
- Belirli bir şekle uymayan atipik bir baş ağrısı ise
- Tedaviye yanıt vermeyen baş ağrısı ise, dindirilemiyorsa
- Hiç yer değiştirmeyen baş ağrısı ise
- Alışılmadık, uzun süren veya sebat eden aura varsa
- Eski baş ağrısının özelliklerinde açıklanamayan değişiklik deneyimleniyorsa
- Nörolojik başka yakınmaların veya bulguların eşlik ettiği baş ağrısı (ateş, ense sertliği, papil ödem, görme kaybı, nöbet, lateralizasyon bulgusu, şaşkınlık, uyku hali)
- Sabah olan veya uykudan uyandıran baş ağrısı ise acilen doktora başvurmanız gerekir.
Yaşlılara özgü olarak görülen kimi baş ağrıları da mevcuttur. Örneğin hipnik baş ağrısı genellikle 60 yaş ve üzeri kişilerde görülür. Genellikle küme baş ağrısına benzeyen yanları vardır. Hipnik baş ağrısı sıklıkla 30 dakika kadar sürer, gece uykudan uyandıracak kadar şiddetlidir. Ancak Kümeden farklı olarak bilateraldir, zonklayıcı ya da difüzdür, unilateral orbital ve periorbital bıçak benzeri küme baş ağrısı özellikleri yoktur ve otonomik özellikler yoktur. Unilateral hipnik baş ağrısı olabileceği de unutulmamalıdır.
Halk arasında en çok bilinen ancak en yanlış yorumlanan baş ağrısı türü ise migrendir. Sanılanın aksine migrende tüm yüz veya kafa ağrımaz. Genel olarak yüzün yarısının etkilenmesi söz konusudur. Kimi hastalar aura da deneyimleyebilir. Migrenin genel olarak dört fazı vardır:
Prodrom
Aura
Baş ağrısı
Postdrom
PRODROM EVRESİ
Auralı ve aurasız migrenden saatler-günler önce ortaya çıkabilir
Mental değişiklikler, duygu değişiklikleri, yorgunluk, otonomik semptomlar, yiyecek açlığı ve kimi zamanda nörolojik olaylar görülür
AURA
Aura (eğer varsa) genellikle baş ağrısından önce ortaya çıkar
Fakat vakaların %7 kadarında baş ağrısı sırasında yada sonrasında gözlenir
(Russel ve Olesen,1996)
Auraya fokal nörolojik semptomlar eşlik eder bunlar genellikle görsel niteliktedir (noktalar, zig-zagli veya keskin kenarlı şekiller, yanıp sönen görüntüler vs)
Sıklıkla hastalar bu fenomenlerin önce lateral görme alanında ortaya çıktıklarını, daha sonra yer değiştirerek santral görmeyi de olumsuz etkileyebildiklerini bildirmektedir
BAŞ AĞRISI
Migrendeki baş ağrısı tek taraflı (ataklar arasında veya bir atak boyunca bir yandan
diğer yana geçebilir), çift taraflı, hafif ya da orta şiddetli, zonklayıcı ya da pulsatil olabilir, baş ve boynun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilir
Ağrının boyun bölgesinde başladığı hastalar az değildir
Uzun süren (72 saatten fazla) şiddetli migren atağına status migrainosus adi verilir ve bu vakalarda genellikle şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve aşırı ilaç kullanımı görülür
Çok ağır vakalarda dehidtratasyon ve kuvvetten düşme görülür
Aura ya da baş ağrısı ile birlikte başka nörolojik, yapısal, otonomik ya da duygusal bozukluklar da ortaya çıkabilir
POSTDROM
Baş ağrısından sonra sarhoşluk sonrasındakine benzeyen semptomların gözlendiği
postdrom fazı ortaya çıkabilir :(Halsizlik, irritabilite ,konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk)
Kas ağrısı ve güçsüzlüğüyle de karşılaşılabilir
Bazı hastalar ataklardan sonra kendilerini aşırı iyi veya enerjili hissedebilmektedir.
Bu semptomlar en fazla bir gün sürer ve hasta normale döner
********************************************************************************************************************************
Sizin veya sevdiğiniz bir yakınınızın gerontolojik danışmanlığa ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız destek almak adına bize başvurabilirsiniz. Ücretsiz deneme seansı ve ayrıntılı bilgi için bize yazının altındaki formu doldurarak veya Whatsapp tuşumuzu kullanarak ulaşabilirsiniz.
***********************************************************************************************************************************