Aşılama rutin koruyucu sağlık hizmetlerinin önemli bir komponentidir. Yaşlılar hastalıklara ve ilişkili komplikasyonlara daha fazla hassas olmaları nedeniyle aşılamadan yararlanma olasılıkları daha fazladır. Son yıllarda dahil edilen hastalık sayısı ve mevcut aşı tipleri belirgin şekilde artmaktadır. Bu durum her ne kadar büyük bir gelişmeye işaret etse de karmaşaya da neden olabilir. Aşılama, enfeksiyon hastalıklarına bağlı oluşabilen ve oluşmuş morbidite ve mortalite ile mücadelenin en etkin yoludur. Aşıların anlama ile ilgili şu anki veriler yenilikçi bir akıma yol açtı. İnfeksiyon ajanlarının değişen epidemiyolojisi ile kombine olarak aşıya ilişkin bu yenilikçi akım, bilimsel gelişmeler ile birlikte klinik pratiği güncel tutmak için kılavuzlara hızlıca eklendi.
Bir dizi komorbidite varlığı aşı önerilerini etkileyebilir; örneğin asplenik erişkinlerin tümünde önerilmelerine rağmen hemofilus influenza ve meningokok için yaşa özgü öneri yoktur. Pratikte sorumluluk ve geri ödemesine ilişkin engel söz konusudur, ve yapılan bir aşının olası yarar ve kısıtlılıklarının anlaşılmasına ilişkin sorun vardır. Poliklinikteki kısıtlı zaman süresinde, bu faktörler hangi aşının kime verilmesi gerektiği kararında, hekimi önceki uygulamalara göre daha talepkar kılar.
Yaşlılara yapılan en önemli ve rutin aşılardan birisi her yılın Ekim ayının sonlarına dek yapılması gereken influenze aşısıdır. Influenza yaşlıları diğer yaş gruplarından daha kritik bir şekilde etkiler. Ortalama olarak US’de yıllık 23,000 influenza nedenli ölüm bildirilmektedir, bu kişilerin %90’ı 65 yaş ve üzerinde olan kişilerdir. İnfluenzaya atfedilen akut solunum yetmezliği, yaşlılarda gençlere göre 10-30 kat fazladır. Evrensel olarak 65 yaş ve üstü grupta, influenza aşısı için ACIP önerileri bir dayanak olmuştur. Ancak aşı çeşitliliği ve veriliş yöntemleri çok farklıdır.
Yaşlılara yapılan influenza aşılarının farklı türleri mevcuttur:
- İnaktif kılınmış (inaktif) influenza aşısı (IIV),
- Canlı attenüe influenza aşısı, ve
- Recombinant influenza aşısı
Yaşlı hastalarda kullanımı onaylanmış tek influenza aşısı İnaktive İnfluenza Aşısıdır. İnaktive aşılar diğer aşı türlerine kıyasla oldukça güvenli ve daha eski teknoloji aşılardır ve bağışıklık sistemini bağışıklayan kişilerde bile kar zarar oranı göz önüne alınarak kullanılabilir.
İnaktive influenza aşılarında kullanılan viruslar yumurtada çoğaltılır; bu nedenle formülasyonda yumurta protein artığı içerebilir. Reaksiyon olasılığı nadir olmasına rağmen, IIV uygulanacağı zaman yumurta proteinlerine kişisel alerji yanıtı göz önünde bulundurulmalıdır. Yalnızca ürtiker yan etkisi olmuşsa, IIV yapılması uygundur. Aşıdan sonra kişi 30 dk gözlenmelidir. Eğer kişinin yumurta alerjisi olduğu biliniyorsa aşıdan kaçınılmalıdır.
Rekombinant influenza aşısı, yumurtada çoğaltma gerektirmez, bu nedenle yumurtaya ciddi reaksiyonu olanlar için onaylanmıştır ve yalnızca 18-49 yaştakiler için kullanılabilir. Hücre kültürlerinde çoğaltılarak elde edilen inaktive influenza aşısı geliştirilmiştir (ccIIV3) ve yalnızca 18 yaş ve üstündekiler için onaylanmıştır. Ancak yine de kısmen yumurta proteinini içerebilir. Her dozunda 10−14 g yumurta proteini içerdiği için yumurta alerjisi olanlara uygulama için katı kriterleri karşılamamaktadır.
Erişkinlere İnfluenza aşısı uzun süredir devam bir koruyucu sağlık önlemidir. 65 yaş ve üzerindeki bireylerde, inaktive influenza virüsü halen temeldir, ancak standart doz IIV3’e ek olarak günümüzde kuadrivalent aşı(IIV4), yüksek doz trivalan aşı ve hücre kültüründe üretilen trivalan aşıyı da içerir ACIP , bu aşıların herhangi biri ile yapılan uygulama ile immünizasyon oluşması gerekliliğini belirtir; hangisinin tercih edilmesi gerekliliğini belirtmez. Aşı yanıtlarına ilişkin bilgilerimiz, yeni ürünler için bir yol açmıştır, devam eden güncellemelerin bilinenleri daha da arttırması beklenmektedir
Yaşlılara yapılan bir diğer önemli aşı pnömokok yani zatürre aşısıdır. Str.pneumonia invazif hastalık oluşturma potansiyeli ve morbidite ve mortaliteye yol açma potansiyeli nedeniyle önemli bir hastalık yükü oluşturur. İnvazif pnömokok hastalığı, bakteremi ya da steril bölgelere etkenin yayılması ile beraber olan menenjit ve pnömokok pnömonisini kapsar. En sık küçük çocukları ve yaşlı bireyleri etkiler İnvazif pnömokok hastalığı, çoğunluğu yaşlılar olmak üzere 5000’i ölümle sonuçlanan yıllık 43 500 vakaya neden olur. İnvazif pnömokok hastalığının önlenmesi için 65 yaştaki tüm yaşlılara rutin pnömokok aşısı önerilir
2tip aşı var: pnömokok polisakkarid (PPSV) ve pnömokok konjüge aşı (PCV) olarak yapılır. Invaziv hastalıktan korumayı sağlayan antikorlar tipe özgüdür, ve aşı isminin sonunda yer alan sayılar aşının içerisinde kaç kapsüler subtipin bulunduğunu ifade eder. 1983 de polisakkarid kapsülden direkt olarak oluşturulan ilk aşı, Pnömokok polisakkarid aşı 23 olarak piyasaya çıktı. Bu aşının genel olarak İnvazif pnömokok hastalıklardan koruma oranı ort. %74 olup pnömokok pnömonisini önlemeye dair etkinlik bilinmiyor. Daha önce PPSV-23 yapılan hastalarda Pnömokok aşılama serisini tamamlamak için bu aşılamadan en az 1 yıl sonra PCV-13 aşısı yapılmalıdır. Eğer PPSV-23 aşısı 65 yaşından önce yapılmışsa, PCV-13 aşısı yapılmadan önce arada 1 yıl süre bırakılmalıdır. Sonra tekrar PPSV-23 aşısı tekrarlanmalıdır ancak arada 5 yıldan uzun bir zaman olmalıdır. Bu aralıklar, farklı aşı formülasyonları kullanılarak bağışıklığın arttırılması için oluşturulmuştur. Bu öneriler dışında, 65 yaş üzerinde, PPSV-23’ün tekrarlanması önerilmez.
********************************************************************************************************************************
Sizin veya sevdiğiniz bir yakınınızın gerontolojik danışmanlığa ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız destek almak adına bize başvurabilirsiniz. Ücretsiz deneme seansı ve ayrıntılı bilgi için bize yazının altındaki formu doldurarak veya Whatsapp tuşumuzu kullanarak ulaşabilirsiniz.
***********************************************************************************************************************************