Vücudumuz birçok farklı canlıda olduğu gibi kendisine ayrılan bir süreye sahiptir ve ölüme kadar uzanan süreçte değişimlere ve kayıplara uğrayarak bir süre sonra işlevlerini yerine getiremez hale gelebilir. Peki neden bu süreç tek yumurta ikizlerinde bile farklıdır? Neler vücudumuzu daha hızlı ve kötü yaşlandırırken hangi önlemler bizi korur? Gelin birlikte inceleyelim.
Biyolojik yaşlanma genel olarak iki temele ayrılmaktadır:
Primer yaşlanma: Yaşlanma sürecine bağlı olarak yapı ve fonksiyonlardaki bozulmadır.
Primer yaşlanmanın hızı muhtemelen hücre ve dokuların fonksiyonelliğini ve bütünlüğünü korumak için çalışan DNA’nın serbest radikallerden korunması için çalışan mekanizmaların etkinliğine bağlıdır.
Maksimal oksijen kullanım kapasitesinde azalma, kardiyovasküler fonksiyonlarda azalma, kas kitlesinde azalma, bellekte azalma, akciğer elastikiyeinde, cilt elastikiyetinde azalma, presbiakuzi, presbiyopi gibi sonuçlar primer yaşlanma sonuçlarına örnektir.
Sekonder yaşlanma: Hastalık, yaşam tarzı ve çevrenin yaşlanma sürecindeki etkisini ifade eder. Bu açıdan egzoz dumanı, UV ışınları, beslenme yanlışlıkları madde kullanımı gibi etkenler önlenerek yavaşlatılabilir.
Primer yaşlanmanın yavaşlatılması maksimal yaşam süresini uzatırken sekonder yaşlanmanın yavaşlatılması ortalama yaşam süresini arttırır.
- Biyolojik yaşlanmanın temellerini 7 temel başlıkta incelemek mümkündür:
- Telomer kısalması ve telomeraz aktivitesinin azalması
- Oksidatif stres ve mitokondri hasarı
- Apoptozis
- Yaşlanmada glikosilasyon teorisi
- Protein sentez azalması
- Sinir hücrelerinin bölünmesinin durdurulması
- Fiziksel ve kimyasal yıkıcıların yarattığı hasar
- Doğal ve yapay maddelerle ortaya çıkan hücre ölümü
- Tükenen genler
Kromozonların ucunda yer alan telomerler kromozom oluşumuna zemin hazırlayan, kromozomların birbirleriyle birleşmesini önleyen ve genom yapısının kromatin iplikler şeklinde ayrılmasını sağlayan yapılardır. Telomer kısalması teorisine göre her hücre bölünmesinde telomerler kısalır ve bu şekilde hücrenin bölünme yeteneğinin süresini belirleyen bir saat haline gelir.
Telomerlerin kısalmasına karşı olan sistem telomeraz enzimidir. Telomerazlar telomerlerin uçlarının kısalmasının önlenmesine, kesilen kısımların yenilenmesine yardım ederler. Teoride bu işe yarasa da pratikte neoplazm (tümör) gelişme riski artar.
Serbest radikallerin (ROS-Reactive Oxygen Species) yaşlanmadaki etkilerini açıklar.
Oksijenin %90’ı oksidatif fosforilasyonun merkezi olan mitokondrilerde üretilir. Bunların %2’si ROS adını alan süperoksit anyonu, hidroksil radikali, nitrik oksit, lipid peroksit, hidrojen peroksit gibi ürünlere dönüşür.
ROSlar DNA, protein ve lipidler başta olmak üzere tüm hücrelere saldırır.
mDNA hasarı kontrolsüz hücre bölünmesi ve kanserleşmeye neden olur.
Lipid peroksidasyonu ise hücre membran hasarına yol açar ve ateroskleroza neden olur.
Vücut kendi iç mekanizması içinde süperoksit dismutaz, glutatyon peroksidaz, katalaz enzimleriyle ROSları nötralize etmeye çalışır ancak yaşlanmayla birlikte bu enzimlerin yapısı bozulduğu için oksidatif stres ve buna bağlı yıkım artar.
Mitokondrilerin neden ROS’a bu kadar duyarlı oldukları araştırıldığında sadece ATP üreten genlere sahip olup telomerleri olmadığı DNA histonla örtülü ve koruma altında olmadığı için mutasyon hızının yüksek olduğu düşünülmektedir. Bir diğer önemli kavram programlanmış hücre ölümüdür. Nekrozdan farklı bir mekanizmaya sahiptir. Apoptozda yani programlı hücre ölümünde temelde hücresel olarak tasarlanmış şekilde veziküller, kromatin kondasyonları, çekirdekteki DNA parçalarının oluşmasına karşılık nekrozda temelde önceden tasarlanmadan stoplazmik organel yıkımı plazma zarının bütünlüğünün yitirilmesi söz konusudur.
Proteinlerin glukoz tarafından non-enzimatik bir etkileşime uğramaları onların cross-linkine polimerizasyonuna kahverengi renk dönüşümlerine yol açar. Bu etkileşim sonunda AGE (Advanced Glycosylation End Products) lens bulanıklaşması, damar damar endotelinde daralmalara sebep olabilir.Aminoguadinin gibi AGE inhibitörleri bu etkileri azaltmak için çalışır.Glikosilasyon ve ROS birikimi arasında korelasyon söz konusudur.
Yaşlanmanın biyolojik belirteçlerinden bir diğer önemlisi protein sentezindeki kayıptır. 80 yaşa gelindiğinde yaşlılar protein sentez yeteneğinin yarıya yakınını kaybeder. Bu aynı zamanda DNA onarım yeteneğinin de aynı ölçüde kaybedildiği anlamına gelir. Yaşlılığın yanında açlık, uzun yatak istirahatleri, diyabet, alkol kullanımı da yıkımı arttırarak kas zayıflığı ve bağışıklık sisteminde düşüşler gibi sonuçlara yol açabilir. Duyuların bellek olarak saklanabilmesi için nöronların gelişmelerinin belli bir evresinde sentrozomlarını hücre dışına atarak bölünme yeteneklerini kaybetmeleri gerekir. Bu anlamda sinir sisteminde bir yavaşlama görülür. Alkilleyici maddeler çok halkalı hidrokarbon bileşikleri, egzoz dumanı, sigara kullanımı, besin koruyucu maddeler hücre zarı, DNA, mitokondri, endoplazmik retikulum yıpranmasına sebep olarak yaşlanma ve ölümü hızlandırır. Buna karşın deneylerin sonuçlarına göre düzenli kalori kısıtlaması DHEA ve melatonin azalmasını engeller. Bu sayede nöron hücreleri kaybı ve malignite azalır. Antioksidan kullanımı, Sigara kullanımının kesilmesi, Çevre kirliliğinden kaçınmak, Taze meyve ve sebzelerin tüketilmesi ve duygusal stresin iyi yönetimi biyolojik yaşlanmamızı geciktirmek ve sağlığımızı koruyabilmek adına önemlidir. Unutmayalım ki fizyolojik gerçekleri değiştiremesek bile yaşlanmamızın yaklaşık %10’u genetik kalan %90’ı ise bizim yaşam tarzımız, tercihlerimiz ve içinde yaşadığımız çevreye bağlıdır. Ömür uzunluğumuzu belirlemek adına elimizdeki gücün farkında olduğumuz ve bu gücü iyi kullanabildiğimiz nice günlerimizin olması dileğiyle sağlıklı kalın…
**********************************************************************************************************************************
Sizin veya sevdiğiniz bir yakınınızın gerontolojik danışmanlık ile sağlıklı bir yaşlılık dönemi planlamasına ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız sağlık danışmanlığı ve psikolojik destek almak adına bize başvurabilirsiniz. Ücretsiz deneme seansı ve ayrıntılı bilgi için bize yazının altındaki formu doldurarak veya Whatsapp tuşumuzu kullanarak ulaşabilirsiniz.
***********************************************************************************************************************************